27 Ağustos 2011 Cumartesi

HAY BEN BU TATİLİN...

Çok kısa yazacağım.Geçen perşembe yola çıktık.Hesapta assos'a gidiyoruz.o faslı detaylı vercem sonra.gittik,nefret ettik.çıktık çeşmeye geldik.bulduk bi yer pzt'ye kadar kalcaz.sonra kayınvalidelere yazlığa,cmt'ye kadar da ordayız.Ama ben acaaaaaaip daraldım bile.Bir kere sürekli uyuklayan kocamdan daraldım.4 yaş krizine dibine kadar giren oğlumdan daraldım.Otel odalarında çocukla perişan olmaktan daraldım.Denizden havuzdan kumdan güneşten mayo giymekten sabah kahvaltıyı kaçırmamak için erken kalkmaktan emrenin hadi yüzelim demesinden mercanın hiç söz dinlememesinden gece 9da başlayıp kafamı belleyen salak animatörlerden millet rahatsız olur mu demeden hem televizyonunu hem de balkonunun kapısını sonuna kadar açıp bana sormadan bir sürü şey dinleten çok afedersiniz dallamalardan SIKILDIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIM!

EVİME GİTMEK İSTİYORUM.

Fırsat buldukça yazacağım.Ama benim fırsat bulmuş halim de haftada 1 yazıyor neredeyse.Zaten deli gibi elimdeki işlerle uğraşıyorum bir yandan.Plajda aplike yapan bir tip düşünün:)

Neyse,hepinizi çoooooooook öptüm.

23 Ağustos 2011 Salı

ATÖLYE NEDEN MİSKİN OLDU?

Baktım yorumlar atölye ismimle ilgili soru işaretleri içeriyor ben de dedim ki açıklayayım.
Efendim bu aslında komedi bir süreç sonucu gelişti.Ben normalde yıllardır her yerde tılsım ismini kullanırım.Bu markalaşma mevzusu gündeme geldiğinde de tılsım tasarım olsun dedim.Buna uygun bir logo resmi aradım aylarca.İstedim ki şöyle pırıltılı,sihirli bişiler olsun.Ama istediğim gibi bir şey bulamadım.


Bu ikisi hoşuma gitmişti mesela.Kardan adama bayılmıştım hatta.Böyle etrafına tılsımlı güçler saçan,mutlu sevimli bişi:)Ama yılbaşı teması gibi dedi pek çok kişi.Diğeri ise aşırı renkliydi.Kafayı yedim.Grafik sitelerinde gezinirken bir sürü başka görsele denk geldim.Madem öyle bari resmi bulayım önce,ona isim uydurayım.Bir yandan çok renkli olmasın istiyorum çünkü etiket,kart vs bastırırken daha masraflı oluyor.Siyah beyaza yöneldim.O sırada bu kediciğe rastladım.Öyle kol bacak sarkmış,kendinden geçmiş,tembel tembel keyif yapıyor görünce pek bi hoşuma gitti.Buna ne isim yakışırdı ki miskinden başka.
İşte böylece atölye miskin çıktı ortaya.Yapmak istediğim çok şey var malum.İsimle içimdekiler arasındaki zıtlık akılda kalıcı olabilir diye de düşündüm bir yandan.Ve hemen satın aldım tembel kediciği:)
Yaa böyle doğdu işte benim atölyem.Çok şükür hiç hevesimi kaybetmeden tam gaz gidiyorum.Ama tılsım tasarım da içimde bir ukte olarak kaldı ne yalan söyleyeyim.Yine de kedi figürünün genelde ilgi çeken,sevimli bir karakter olması işin avantajı oldu bir yandan da.Siz ne dersiniz hangisi daha güzel? Tılsım Tasarım mı Atölye Miskin mi?

22 Ağustos 2011 Pazartesi

SONUNDA BİTEN,BİTİP DE DİKİLENLER:)

Artık az çok tanıdınız beni.Bir işe başlarım insanüstü bir hevesle ama azcık yapıp da ortaya bir şeyler çıkınca e tamam bu böyle bişi olcak işte anladık diyip bırakır kafamda uçuşan yüzlerce ilhamdan birine takılır giderim.Dolayısıyla kolay kolay bitmez elimdeki işler ama bitince de hepsi birden biter.Artık baktım ki yarım işler bir çekmeceden fazlasını doldurmaya başladı hadi kızım miskin kaldır totoyu da bişiler bitir artık dedim ve de aşağı da gördüklerinizi bitirdim.Kırlent pasajımda satışta efendim.Çanta siparişti,bu yüzden pasaja koymadım.Ve de sevinçli bir haber,aynı çantadan da 10 adet sipariş aldım:)Eee tabi aynı kumaşı da ıh bulurum.Nasıl olcek bilmiyorum hiç:)ehehe ama olsun,beğenilmek çooook süper hiper bişi yahu:)
Neyse gelelim bitenlere.Gerçi burda şimdi 2 tanesinin resmi var.Ama öte yandan bir sürü kütüphane boyadım yeni atölyem için.Bir sürü kavanoz aldım,düğmelerimi yerleştirdim.2 makine çamaşır yıkadım astım.Allahın cezası fantom sulu süpürgemi işi bittikten sonra yıkamaya halim kalmadığı için günlerdir bekletiyordum,sonunda döktüm ve yıkadım.Iııy iğrençti:(Kocamın kavun keserken yerlere damlattığı kavun sularını görüp delirip mutfağı sildim.Ha bir ara kadıköye gittim,iki sosyalleştim,çanta siparişlerimi aldım geldim.Oğluma azcık annelik ettim.Bi sigara,iki koca bardak ice tea içtim.Çantalar için kumaş kestim.Pasaja ürün girdim.Gündüz bir ara ütü yaptım.Ama hala daha lan hiçbişi yapamadan gün bitti yine modunda ay dur bari bi de bloga yazı yazayım diyerek bilgisayarı kapıverdim.
Anlayacağınız çoook yorgunum.Ve de az sonra uyuyacağım inşallah.Lafı da bu yorgunluğa rağmen inatla ve başarıyla uzatıyorum.Çünkü aslında çok konuşasım var.Ama konuşacak adam yok.Kocam mı?Bilmiyorum sizinkiler nasıl ama biz pek iletişim kuramıyoruz artık.Neyse bi de bu konuya girmiyim.Ama diyebilirim ki onunla konuşacağıma size yazıyorum işte.Daha ne diyim yani?Ve şimdi resimleeeeer,ta ta ta taaaaaa:)

Bu çintemani çin çin projesinin ilk ayağı.Sonunda dikmeyi başardım:)


Ve handanın damlaları isimli eserimiz de sonunda dikilenler kervanına katıldı.Biteli çok olmuştu lakin benim çanta sapı dikme nefretimden ötürü öööyle bekledi durdu garibim. Bu arada handancım da çantaya bayıldı.Hatta bi de yeşili sipariş etti.Handan asla bayılmaz bir şeye, bu yüzden acaip onore oldum:)
Bu önden görünüşümüz.


Arka taraftan bir poz:


İçimiz de bu şekil efendim.İçinde kullandığım kumaşlar dışındaki o kadar o kadar o kadar birbirine uydu ki anlatamam.


Sonra bir de mavi çanta bitirdim.Siparişti o.Ayağımdan dolayı ertelemiştim.Pasajda vardı,bakanlar bilir,şu benim flörtik kedi var ya,çapkın çapkın bakan,ondan mavi kumaşa işlenmiş bir model.Artık aplikeden gıııııına geldi.Çok zor yapıyorum.Bu yüzden elimde biten ürünleri artık siparişten de kaldırıyorum.Eskiden çok sevinirdim talep gelince.Şimdi ay allahım yine mi aplike diyorum.Hepsinin keçeli versiyonunu yapacağım.O zaman normal dikiveriyorum elimde hemencecik.İnce kumaşta güzel durmuyabiliyor yorganlama dikişiama keçede,kalın süette falan çok şık duruyor vallahi.

Hala konuşuyorum di mi?Fark ettim:(Susuyor ve gidiyorum.Sizi de öpüyoruuuuum.

19 Ağustos 2011 Cuma

KUTU KUTU PENSE




Ayağımın derdinden yerimden kıpırdayamayıp eve hapsolduğum günler boyunca bir yandan da atölyemi ve evimi toparlamaya uğraştım.Ama şöyle bir sorun var,atölyeyi adama çevirmek için duvarlara dolap monte edilmesi gerek.Duvara dolap monte edebilmek için önce mutfağımın yapılması gerek.Çünkü çıkartılacak mutfak dolaplarını alacağım oraya.Mutfağın daha pek yapılası yok.Usta aramalarımız devam etmekte.İstanbulda tanıdığınız memnun kaldığınız mutfak boya vs ustası varsa lütfen acil bilgi veriniz.Yoksa delirecem!!!!
Neyse mutfak yapılmıyor,dolaplar da takılmıyor sonuç olarak.Peki madem öyleyse,elimizde bir sürü raf var.Onları takalım bari.I-ıh o da olmaz çünküüüü onların takılabilmesi için de duvarların boyanması lazım.Duvarda bir sürü raf varken boyanması çok zor olur bi kere:(
E geldik mi başladığımız yere.Atölye bana bakar ben atölyeye.Bu arada curcunada çalışamadığım için siparişler de bekler durur.
Bari dedim boş boş durmayayım da elimdeki kutuları süsleyeyim.Bir ara taşıncaktık ya biz,o ara işte bakkaldan çakkaldan bir sürü kolimsi,kutumsu şeyler toplamıştım.O kutular çirkin çirkin bekleşiyorlardı.Çok da işe yarar şeyler atılmaz da.Ben de başladım bunları kumaş kaplamaya.Sonra gittim yapışkan folyo aldım.Onunla da yaptım ama onların resmini çekmedeim daha.Çekeyim ekleyeceğim.Acaip şirin oldular.
İçinde dosyaların zarfların olduğu kutu da tam bir geri dönüşüm işi oldu vallahi.Ne demiştim ben buna,BYO:)(Ben Yaptım Oldu)O kutu bulaşık makinesi deterjanı kutusu.Şu tablet olanlarınki.Bunu bi güzel kestim biçtim.Sonra da bu görkemli çiçekli kumaşla kapladım.Bayıldım var ya,resmen kendime hayran kaldım,nasıl oldu da bunu akıl ettim diye.Elimde bir sürü parça pinçik kumaş var.Ama bir yandan da uyumlu bir kombinasyon yaratmak lazım.O yüzden iyi düşünmek lazım.Bunları bitirince size görsel bir şölen sunacağım.Şimdilik bu resimler yetinin.
Haa bu arada benim parmak toparlandı ya azcık,çatlak aslı napar hemen,tabii ki cuma pazarına atar kendini.Ve ne alır???????
Tabii ki DÜĞMEEEEEE!
Yeni düğme krizimin fotoları da en kısa zamanda burada.Benden ayrılmayın:)

15 Ağustos 2011 Pazartesi

GELENLER HOŞGELMİİİİŞ

Ooooo bi süre bakamadım bloga sonra bir baktım amanın gelenin kalanın haddi hesabı yok.Hoşgeldiniz hepiniz.Hepinizin bloguna girip yorum bırakmaya çalışıyorum ama bazen bağlantı yavaşlığından bazen benim hayatımın hızından başarılı olamıyorum.O yüzden dedim buradan yazıvereyim bari.
Bu ara bir de ayak sıkıntım var efendim.Her şey eşim emrenin aslının ayağının üzerinden baza geçirecek kadar güçlü müyüm acaba diye düşünmesiyle başladı.adam bir asıldı bazaya hooop benim parmağın üstünden aşır sen,bir baktım baş parmak tırnağım olması gereken yerden 3 cm yanda duruyo.tırnağı da kapmış baza meğerse.doktor bekleyelim belki kendi kendine yapışır dedi ama ı-ıh.sonra ben bir daha aynı bazaya-ki artık kendisine katil baza diyoruz-bi güzel çarpıp bir daha kaldırınca sonunda çektirmek şart oldu.sadece kökünde minicik bir parça tuttuğu için çekim kolay oldu.tabi ağrısı epeyce kuvvetliydi sonrasında.
neyse ben böyle kör topal idare ederken-ki bu arada mercan sürekli ayağıma basıyor,bir şekilde ayarlayıp tam başğarmağımın üstüne atıveriyor kendini,emre azimle hala parmağımın yakınlarında gezinip duruyor,bu arada ev dandini,tadilat yapılacak diye herşey her yerde,ben toplamaya çalışırken sürekli bir yerlere çarpıyorum falan...-dün markette öküzün teki,hatta öküz az gelir,nasıl becerdi anlamadım,hız denemesi yapıyordu herhalde,alışveriş arabasını aynı ayağın üzerinden bir güzel geçirdi.YOK BÖYLE BİR ŞEY!!!!!
Şimdi yanındaki parmak da arızalı:)Hırsımdam ve acımdan marketin ortasında ağladım.O sevgili öküzü de o arabanın demirlerine sokacaktım ya da demirleri ona sokacaktım bilemiyorum.Kendimi kaybettim sinirden.Ağlaya zırlaya geldik eve.Pansuman falan yaptım.Bir sürü ağrı kesici aldım.Zar zor geçti acısı.Bir çölde gezinen bahtsız bedevi vardır bilirsiniz,hani kutup ayısıyla karşılaşan:)Aynen o durumdayım anlayacağınız.

Neyse bir yandan bu ayak derdiyle uğraşırken bir yandan da evdeki atölyemi adam etmeye çalışıyorum.Evdeki bütün dolap ve türevlerini odaya taşıyıp boyamak gibi bir idealin peşindeyim.Her yer kumaş kumaş kumaş:)Ve düğme tabii ki:)eheheh!Henüz bir gelişme kaydedemedim.Curcuna devam.Bu yüzden no dikiş no nakış no üretim bu ara.Bir de ayağım yüzünden tabii. En kısa zamanda aranıza döneceğim.Gidişim sessiz olmuştu ama dönüşüm muhteşeeeem olacaaaaak şarkısının sözleriyle de veda ediyorum şimdilik.
Bu arada noblesse nihayet döndün evine yahu.Nasıldı izmir?Haftaya da ben gidecem:)

9 Ağustos 2011 Salı

İTİRAF EDİYORUM DÜĞME SAPIĞIYIM














Ya noldu anlamadım,ne ara düğmeye sardım ben?
Her şey neyle başladı??? Hmmm sanırım handanın damlalarıyla,yok yok ondan önce almıştım ben bir sürü düğme.Ay yok hatırlamıyorum valla noldu da ben sapıttım böyle.Ama hepsi cuma pazarındaki o amcanın suçu.O kadar güzel düğmeleri vardi ki...Ah ah,şu an bile evde bi milyon düğme varken ve ben onları koymak için deli gibi kavanoz alırken bile hala içimde bir sapık git git diyor,bu haftada cuma pazarına git,yeni mallar gelir kesin,daha büyük düğmeler bulursun diyor.Allahım aklıma mukayet ol.1 tl arkadaşlar,alınmaz mı?İlk seferde 5 torba almıştım.Sonra... sonrası bu işte,yukardaki resimler ve resme girmeyenler.Dur bakayım 20 liralık bi yerden aldım,2 liralık bi yerden 6 liralık da başka bir yerden.28 torba düğme aldım arkadaşlar.Bunların içindeki adet sabit değil bu arada.Kocaaaaaman bir torba siyah düğmeyi de -ki içinde yüzlerce vardır heralde- içinde 10 tane olan bir torbayı da aynı fiyata verdi amca sağolsun.O da inanamadı zaten bendeki açlığa.Ben seçtikçe yeni renkler çıkardı hain.
Neticede eve dönerken canım çıktı.Tabi bir sürü kumaş da aldım.Eve güç bela ulaştığımda hala utanmadan anneme söyleniyordum pazarda doğru düzgün bir şey yoktu diye.Annem bir torbalara bir bana baktı.Dedim dövecek heralde:)Ama yoktu gerçekten de.Düğmelerin çoğu küçük boy,kumaşlar da anca çanta astarı olur yani.Bu hafta yine gidesim var feci halde.Bu ayakla nasıl yapacam bilmiyorum ama çok fena dellenmiş durumdayım.Bu düğmeler kavanozlara girip atölyem yerleştiğinde bir daha çekeceğim fotolarını.Söyleyin ama sizin de ağzınız sulanmadı mı yahu????

KEDİCİK SERİSİ BEBEK ÇANTASI 2

Bebek çantam için sipariş geldi de günlerdir onunla uğraşıyorum.Ama elim işte gözüm herşeyde şeklinde uğraşıyorum.Bir yandan boyamaya başladığım ahşap sehpada gözüm mesela.Üstüne çizeceğim desenler kafamda uçuşup birbirine çarpıyor.Bir yandan yeni aldığım düğmelerde.Nasıl düzenlesem nerelere dizsem diye dönüp duruyorlar.Bir yandan pazar günü eşimin gazabına uğrayan ayak parmağımda.Eşya taşımaya çalışırken üzerinden bazayı geçirip koca tırnağı kökünden sökmeyi başardı da eşim:)Bir baktım tırnak olması gereken yerden çok uzaklarda gezmeye çıkmış.Daha çok acır sanıyodum ama dayanılıyomuş.Şu filmlerde işkence yaparlar ya tırnak sökerek,dayanılmaz bi yöntem değil yani.Şimdi dolma gibi sarılı bir parmakla eve hapsolmuş durumdayım.Allahtan elim değil.

Neyse işte kafa bunlarla doluyken sipariş elimde,bir yanda mercan bey,bıy bıy bıy.Nasıl uyuz bir ruh halidir bu,sipariş gelsin diye bin dua edersin sipariş gelince ay bi tembellik,bi öf şimdi kim yapacaklar,bi allahım aplike de ne ya ,nasıl uğraşmışım ben bununla havaları.Feci kızdım kendime.Kışın yaldır yaldır onca aplikeyi yap,bütün koleksiyonu aplike üzerine kur,şimdi iş çıkınca ayh oyh.Nankörüm nankör.

Ama yaptım,çok da güzel oldu vallahi.Bakınız lütfen:





Nasıl?Beğendiniz mi?Bunlardan bol bol yapıp koyuversem pasajıma güzel satış olur sanırsam ama ben tembel ruhlu bir kediyim,adımdan da belli işte naparsın:)

2 Ağustos 2011 Salı

BOL BOL FOTO

Valla arkadaşlar,ben sizin bloglarınızda sizin ve hayatınızın resimlerini görünce çok hoşuma gidiyor.O zaman sizi gerçekten tanıdığımı hissediyorum ancak.Görsellik olmayınca eksik kalıyor bir şeyler.Ben de benim gibi düşünen başkaları da olabilir diye size yaşantımı azcık açmaya karar verdim.Küçük bir ailem var zaten.Ana tema genelde oğlum:)

I like seeing photos of you and your life in your blogs.I can feel like I know you when I see you.If there is no visuals something feels missing for me.So I decided to put some photos about my life in case there are people who think like me.I have a small family and the main theme is my lovebug,mercan (in english it means coral)



Bu resim 2008 şubatı.Hamileliğimin son günleri.Başıma geleceklerden habersiz pek de bir keyifliymişim canım.Sırıt sırıt sen aslı,görürsün dünya kaç bucak 1 hafta sonra.

This picture is from 2008 february.Last days of my pregnancy(and freedom of course).I looked very peaceful without knowing what is waiting for me in the future.



Bu yeni.Bu yıl çekildi.Nisan olabilir.Kızıl saç ve siyah saç arasındaki gelgitler bundan sonra sık sık karşınıza çıkacak.Hazırlıklı olun.

This one is new.It was taken this year,in april probably.You are going to see lots of variations of my hair,black to red,red to black,red to copper,copper to brown,and so on:)So what,I like changes:)



Bu ana oğul yatak keyfi.Evin fotoğrafçısı ben olduğum için kimse tutup da benim resmimi çekmez.Napıyım ben de ara sıra dellenip alıyorum elime makineyi oynuyorum saatlerce.Bu kare de öyle bir günden.Sanırım 50 poz falan çektim o gün.Çok güzeldi.

This is a "lazyness in bed" time with my lovebug.I am the photographer of the house so noone takes photos of me.Desperate times need desperate solutions my friend.I take the camera and do the work myself.This one is from such a day.I think I took 50 pictures that day.It was wonderful,my son was wonderful and cheerful.



Bu da benim çekirdek ailem işte.Oğlum daha 4 aylık bu resimde.Babalar gününde polonezköyde mangala gitmiştik.Yanımdaki kızkardeşim.

And this is my little family.This is all of us.My father-he passed away two years ago from cancer-,my mother,sister,husband and son.Ohh I forgot,our cat FIDIL is in the picture,too.It looks like a little lamb,isn't it?



Bu sanatsal denemelerimden biri.Bizimki daha yeni doğmuş.Resmi yine ben çekiyorum tabii ki.Bir zamanlar fotoğrafa çok meraklıydım.Sonra makina alamadım,çocuk,iş güç,yeni meraklar derken kaynadı gitti.Oğlumun hoş resimlerini çektim ama allahtan:)

This was one of my best photos.Sometimes I feel like a professional and I try to take some extraordinary photos.Before my son I was doing this much more,after him I only took his photos.Now he is 3.5,and I rarely take the camera in my hands.My photographic muse is lost:(



Bu da siyah uzun saçlı ben.Bu aralar dellendim zaten,her an siyaha dönebilirim.Kızıl saçın bakımı çok zor.20 günde bir boya istiyor.Kuaföre gitmekten nefret ediyorum.Dipler çıkıyor,o renk bi tuhaf oluyor.Çok seviyorum ama hakkını veremiyorum.Belki işe dönünce toparlanırım.Ben aralık ayından beri ücretsiz izindeydim de,bilmeyenler için.Şimdi tekrar başlamak nasıl zor geliyor anlatamam.Çok feci mutluydum ev kadını olarak.Şimdi yine sinir stres,laubali çocuklar,sorunlu yöneticiler,kalabalık sınıflar...Of içim daraldı valla yine.

And this is long,black hair me.I am thinking about turning to black again nowadays.Red hair is very difficult to take care of.Ylou have to go to the hairdresser after 20 days.And I hate to go there.It seems like a time loss to me.I really like the colour but I can't carry it as it should be.

Neyse,sıkmıyım sizi,şimdilik keseyim albümcülüğü.Zaten bir fikriniz olmuştur.Bu arada foto verdim ama bilgi vermedim. 36 yaşındayım.Üniversiteyi ankarada okudum.Eşim izmirli.Yani çoğunuzun memleketinde yaşamışlığım var.İstanbul maltepede ada manzaralı teraslı bir evde oturuyorum.Ama tabi bu ne demek yazın pişecen kışın donacan demek.Arada yakalarsan da güzel ılık bir gün ancak o zaman terasın tadını çıkaracan demek.Ama o tat da herşeye bedel var ya!Çiçeklerimin arasında ikea koltuğuma gömülüp ayağımı da pufuna uzatıp,serin havalarda elime kumaşımı yanıma da biramı sigaramı alıp kendimi kaybetmek kadar keyifli bir şey olmadı bu yaz hayatımda vallahi.Şimdi ramazan geldi ara verdik bu keyiflere ama eylülde havalar da serinler inşallah başlarım tekrar.Yakınlarda olanları da beklerim ayrıca da.Kim var yakınımdaki?Ses verin bakiim:)

So,I don't want to bother you anymore with my life stories.Thank you for reading so far.By the way,I want to give some information about myself.I am 36.I am from istanbul,turkey.I live in a large house with a sea view and a large balcony.I really like to drink my beer while I am doing my hand crafts and watching the sea.There are lots of flowers in my balcony,some japanese lamps-I will put some photos of them:)I am a teacher in a high school but I hate my job.I only want to sew,to create,to paint,to be alone with myself.Is it too much???:(((

DAMLAYA DAMLAYA DENİZ OLDU YAHU

Örgüçantam yorumunda damlalar imzan oldu demiş,o diyince farkettim vallahi amma da takmışım ben kafayı bunlara.Daha da durasım yok ha!Bugün bir arkadaşımın bir kaç hafta önce verdiği bir çanta siparişine başladım.Söz konusu arkadaşlar olunca siparişleri biraz savsaklama gibi gıcık bir huyum var da ne yazık ki... Kızcağız facebook'tan mağdurum diye diye sonunda oturttu beni işin başına.İyi ki de oturtmuş.Acaip güzel bir şey çıktı ortaya.Hatta hızımı alamadım pasaja koyayım diye yenisine de başladım.Tabi daha çantanın dikim aşamalarına gelemedik ama tasarım ve nakış işinin bitmesi bile sanki işin %80'i bitmiş gibi hissettiriyor bana.Buyrun seyreyleyin efendim.Adını da handanın damlaları koydum.Eheheh:)

Adım 1:

Eveet önce kumaşın arka yüzüne çizdiğimiz desenleri kesiyoruz.Desenleri nasıl mı çiziyoruz?Oho o o onların kartona kalıbını çıkardım canım ben.Kartonları koyup pıtı pıtı çiziveriyorum hemencecik.Aklınızda bulunsun siz de kalıp çıkarırken karton kullanın,uzun ömürlü oluyor,karbon kağıdıyla uğraşmıyorsunuz.
Adım 2:

Bunları bir güzel tasarlayıp-ki bu aşama en zor ama en keyifli kısmı çünkü yap boz gibi epeyce bir oynuyorum kumaşlarla-yerleştirdikten sonra arkalarına kumaş tutkalı sürüyoruz.Texco'nun "application medium"unu kullanıyorum.Gayet de memnunum.Bunu kumaşa sürmek için ne buldum biliyor musunuz?Çöp şiş.Bir sürü vardı evde,bir ucu sivri bir ucu küt,muhteşem sürülüyor vallahi:)
Adım 3:

Aslında arada bir kaç aşama daha vardı,onların resmini çekmemişim.Doğrudan sonuca gelmişim:)Acemilik işte.Yapıştırma işleminden sonra damlaların etrafını kenara çok yakın bir şekilde,8 numara etamin ipiyle yorganlama dikişi yaptım.sonra baktım çok güzel ama biraz boş durdu,ortalarına krem rengi çakma süet daireler kesip koydum.Sonra baktım öyle de boş göründü bunların ortalarına mor düğme koydum.Sipariş sahibi istemedi morları.Ben de bej süetlerin etrafına bu sefer yine 8 numara mavi etamin ipiyle dikiş attım.O da kesmedi,bunların da ortasına mavi süetimden yuvarlaklar yapıştırdım.Bunları dikmedim ama allah için,e yeter yani.Ortalarına bebek mavisi düğmelerden yapıştırdım.Neden yapıştırdım çünkü dikerken sağa sola oynuyorlar gıcık oluyorum:)Yapıştırdıktan sonra bunların ortasından çarpı şeklinde bir kere diktim.Yani ipi elli kere geçirmedim deliklerden.Zaten yapıştırmışım,arkadan da güzel düğüm attım.Bişicik olmaz o düğmelere.Vee ortaya bu çıktı işte.


Nasıl ama???
Yine aşama aşama vermeye çalıştım.Olduğu kadar artık.Mavi kumaş cuma pazarından bulduğum bir hazine.Muhteşem bir süet.Bildiğiniz kalın süet.Koca bir parçayı artık pazar toplanırken tesadüfen bulmuştum.Düğmeler de aynı şekilde.Bir koca torba dolusu düğmeyi-içinde 50 tane falan vardır herhalde-1 tlye almıştım.Şimdi feci gaza geldim cuma sabahtan pazara gitcem.DÜğme toplayayım biraz daha.Ayrıca keçe de alayım.Bu kalın süeti işlerken çok hoşuma gitti.Keçede de aynı keyfi alacağım sanırsam.Hem de dikişler kendini çok güzel gösterdi.Bayıldım yahu,ne güzel şeyler yapıyom ben ehehehehe:)Beğendiniz mi?Güzel anlatmış mıyım?

1 Ağustos 2011 Pazartesi

BYO YA DA KEY ÇALIŞMASI:)

Ben yaptım oldu ya da kendin yapıver projelerimden biriyle sabahı karşılıyorum arkadaşlar.Daha önceki yazımda bahsettiğim gibi bugün de mis gibi uyudum gündüz vakit.Şimdi saat 04.31 ve bir gram uyku yok gözümde.Yaratıcılığımın ise doruğundayım.Bu gece oğlum uyuduktan sonra aşağıda resimlerini göreceğiniz klasörü boyadım.Mavi tabanı dün gece yapmıştım.Bu gece desenleri çizip boyadım.(Ahanda Sibel abladan mail geldi:)Eheheheh bi tek ben değilim ayaktaki demek)Aşağıda yapım aşamalarını da gecenin bir vakti ne kadar olursa artık o kadar fotoğraflamaya çalıştım.Gerçi zor bir yapımı yok ama şekil olsun işte.Tutorial yapmış olayım dedim.

Evet başlıyoruz.Resimler doğru sıradadır umarım.Çünkü hayatta da tekrar dönüp yerlerini değiştiremem:)






Vee işte bitmiş hali dı dı dı dıııım!!!!!


İkea iyi hoş da malları çok kalitesiz.Elimde İkea'dan ne varsa dağılmış halde.Koltuk,masa,tv ünitesi kendi kendine soyuldu,yamuldu,bitti gitti resmen.Bu dergilik de bakınca ham ahşap,hmm ne güzel boyanı bu yahu türünde bir şeydi.Ama kaç kat boya sürdüm,emdi de emdi.Daha hala beni boya modundaydı da bana daral geldi.Beyazlar keza öyle.Daire motiflerini boyadığım boyalar mı dandikti yoksa klasörün dandikliği mi bilmiyorum bir türlü böyle mis gibi oldu diyemedim.Hani satmaya niyetlenmiştim başlarken ama aman haaa,bu satılmaz,anca ben kullanırım.Bana da verniklenirse bir kaç kat ,kaç ay dayanır yine de iyimser bir tahminde bulunamıyorum vallahi.

Neyse en azından atölyeme girecek malzemeler hazır oluyor yavaş yavaş.Öpüyorum ve de seviyorum hepinizi.Yorumsuz bırakmayın beniiiiii:)

BİŞİ SORCAM




Arkadaşlar İstanbulda yaşayan biriyim ama malzeme sıkıntısı çekiyorum.Daha doğrusu yabancı bloglarda gördüğüm bir sürü güzel şey var,ama burda onları satan yer var mı bilmiyorum.Kumaş değil aradığım ama ilginç aletler oluyor,ya da ne bileyim çok hoş depolama üniteleri oluyor.Mesela şu yukarıdaki makaralık,bobin saklama kutusu ve çekmece düzenleyici.Bayıldım ben bunlara.İstanbulda ya da ülke genelinde bunları gören var mı?Yoksa yurtdışından sipariş edeceğim mecburen.

DIY'A TÜRKÇE İSİM BULALIM SEFERBERLİĞİ İLAN ETTİM

Ben sıcaktan kapsama alanı dışındayım arkadaşlar yaaa.Gün boyu uyuyup,hatta çocuğu da zorla senin uykun gelmiş bak valla diye uyutup,gece sabaha kadar oturuyorum.Amma velakin gün ışığı olmadığı için doğru düzgün bişi boyayamıyorum bir,ikincisi dikiş de dikemiyorum tabi o saatte.Kabusa döndü hayatım.Bitsin artık şu yaz.

Bu arada şı DIY denen şeyden yaptım ben de.Bir abajur kafasını grapon kağıdıyla kapladım.Çok güzel oldu.Yayınlayacağım ama önce DIY denen şeye türkçe bir isim bulalım arkadaşlar ya,olmuyor böyle.Ne bu yani yok mu güzel türkçemizde buna uygun bir kısaltma.Bulalım ve herkes bloğunda yayınlasın.Böylece dilden dile kulaktan kulağa dolaşsın ve herkes de bundan sonra onu kullansın.Ne dersiniz?

Şimdi önerilerimi söyleyeyim:
1.KEY:kendin yap kısaltması.
2.BYO:ben yaptım oldu kısaltması:)
3.YEY:yeniden yap kısaltması.

Valla aklıma bu kadar geliyor.Hadi bakalım siz de fikir verin.Ben hepsini bu yazıya ekleyeceğim.Sonra aralarından seçeriz.Anket falan koyarım bir yerlere olmadı.Evet çalıştırın bakalım saksıları.