Okullar açıldığından beri kafayı kırmış durumdayım.Ya her yazıda da aynı terane mi diceksiniz ama vallahi öyle.Önce bi okuldan anında öğk dedim.Hatta hastanelik oldum baş ağrısından,beyin emarları çektirdim.Ve ben de artık bir migrenliyim.Migrenlilere selam olsun.Bu ne menem bişi yahu,yaşarken cehennem resmen.
Hemen okulla birlikte evde boya başladı.Saniyeler,dakikalar,saatler bana peeek bi uzun.Hiç bitmeyecek bir kabusun içinde gibiyim,çıkmaya çalıştıkça cehennem zebanileri ellerinde sopalarıyla beni kazana geri itekliyor sanki.Bi de sevgili kocamla renk konusunda anlaşamayıp birbirimize girdikçe girdik,en sonunda bana öylesine bir fenalık geldi ki boyansın da şu lanet duvarlar ne renk olursa olsun artık diyip,zamanında çok büyük konuşmuş olmanın farkındalığı ama bezginliğin çaresizliği içerisinde evi açık beje boyamayı kabul ettim.Şimdi baktıkça asabım bozuluyor.Bozuk para cüzdanı gibi oldu yeminlen.Ben bej ve tonlarından nefret ederim.Bana kalsa hardal sarısı,yeşil,kiremit,kahverengi hadi olsun en iyi ihtimalle kese kağıdıydı olması gereken tonlar.Ama emre resmen stratejik bir taktik uygulayarak mağlup etti beni.Aylarca süründürdü,hayatımdan bezdirdi,sonunda da öye bir noktaya getirdi ki direnecek gücüm kalmadı.Bayanlar dikkat edin bu oyuna gelmeyin.Ya da akıllı olun,kocalarınıza yapın bunu.Şimdi bir de sırada perde ve halı kavgası var.Ya koca dediğin karısının beğendiği her şeye he der geçer.Bu ne kardeşim.Kız kardeşimle dolap,kıyafet paylaşır gibi didişe didişe evlilik mi olur?Yok o renk halı istemem,yok bu renk perde olmaz,hayır o dolabı oraya koyamazsın,yine mi raf istiyorsun... bıy bıy bıy.Adam dekorasyon düşmanı resmen ya,ay bezdim keyfimden de hobimden de...puf!
Neyse bunlarla uğraşırken bir de mercan tuz biber ekti.Aaaa ama hakkını da yemeyelim bebenin,kuşum 2 hafta aralıksız yuvaya gitmeyi başardı en azından.Ancak çook fena şifayı kapmış durumda.Hatta cmt günü doktoru hastaneye yatırsak mı acaba falan dedi de ben şaka yapıyor canım diye kıkırdaya kıkırdaya,ay ne fena üşütmüş di mi doktor teyzesi diye zırvaladım falan.Meğer kadıncağız paniğin dibine vurmuş,ben çatlak,kendi çapımda eğleniyormuşum.

Baksanıza şu garibime yaaa,yazık buna:(
Beyfendinin ciğerler nane molla ya,en ufak bir üşütme anında bronşit atağına dönüşüyor.Bu sefer işlerin çığrından çıkması sadece 1 gün sürdü.Yuvadan not düşmüşler hafif öksürdü uyurken diye.Ertesi gün bu durumdaydı adam.Neyse 2 saatte bir buharlı ventolin vere vere mevzuyu durdurduk ama iyileştiremedik daha.Şimdi ben 5 gün evde 2 saatte bir elimizde maske kavga gürültü bronşlara saldırıyorum.E tabi ev boya ve toz kokusundan berbat durumda.Alerjik astımlı bir aileyiz.Daha beter olmadığına şükür.
Yani anlayacağınız geçen yıl ki muhteşem rehavetimin ardından-ki ben o yıla muhteşem yıl adını takıyorum,hürrem gibi yaydım da yaydım vallahi-şimdi ayaklarım kıçıma vuruyo.Hiç bir işe yetişemiyorum.Tek istediğim kendime bir atölye dükkan açıp orda bütün gün dikiş dikmek.Artık moralsizlikten kafamdaki projeler de beni terk ediyor.Gölgesi kaldı her şeyin.Hani sehpadan örtüyü aldığın zaman etrafında bir toz izi kalır ya,kafamın içi öyle resmen.
Bu arada boş da durmadım ama foto konusunda berbatım.




Bu ağaç figürü malum benim favorim.Hani çanta siparişi vardı ya 10 tane,onun için yaptım bu kadar psikopatça:)Ama dediğim gibi foto olayım berbat.Cep telefonuyla çekmeyi tercih ediyorum çünkü kablo kart vs aramadan bluetoothla hemen atıveriyom bigisayara.Of bu işi benim yerime yapacak birini bulmam lazım.
Neyse uykum geldi feci.Ben kaçar arkadaşlar.Sevgiler.
Bu arada noblesse demiş ki neden pasajın blogunda yok.Ben de diyorum ki kurcaladım kurcaladım beceremedim de ondan.Bana bi yol yordam gösterseniz de ben de koyuversem pasajımı bloguma bööle resimli mesimli,slaytlı falan:)Bilenler bilmeyenlere öğretsin arkadaşım.Sevaptır hem bak:)