26 Eylül 2011 Pazartesi

VİCDAN AZABI MI DESEM İÇİM İÇİMİ YİYOR MU DESEM...

Neden böyle desem,çünkü yapamıyorum arkadaşlar,delirecem,ye-ti-şe-mi-yo-ruuuuum!
Okullar açıldığından beri kafayı kırmış durumdayım.Ya her yazıda da aynı terane mi diceksiniz ama vallahi öyle.Önce bi okuldan anında öğk dedim.Hatta hastanelik oldum baş ağrısından,beyin emarları çektirdim.Ve ben de artık bir migrenliyim.Migrenlilere selam olsun.Bu ne menem bişi yahu,yaşarken cehennem resmen.
Hemen okulla birlikte evde boya başladı.Saniyeler,dakikalar,saatler bana peeek bi uzun.Hiç bitmeyecek bir kabusun içinde gibiyim,çıkmaya çalıştıkça cehennem zebanileri ellerinde sopalarıyla beni kazana geri itekliyor sanki.Bi de sevgili kocamla renk konusunda anlaşamayıp birbirimize girdikçe girdik,en sonunda bana öylesine bir fenalık geldi ki boyansın da şu lanet duvarlar ne renk olursa olsun artık diyip,zamanında çok büyük konuşmuş olmanın farkındalığı ama bezginliğin çaresizliği içerisinde evi açık beje boyamayı kabul ettim.Şimdi baktıkça asabım bozuluyor.Bozuk para cüzdanı gibi oldu yeminlen.Ben bej ve tonlarından nefret ederim.Bana kalsa hardal sarısı,yeşil,kiremit,kahverengi hadi olsun en iyi ihtimalle kese kağıdıydı olması gereken tonlar.Ama emre resmen stratejik bir taktik uygulayarak mağlup etti beni.Aylarca süründürdü,hayatımdan bezdirdi,sonunda da öye bir noktaya getirdi ki direnecek gücüm kalmadı.Bayanlar dikkat edin bu oyuna gelmeyin.Ya da akıllı olun,kocalarınıza yapın bunu.Şimdi bir de sırada perde ve halı kavgası var.Ya koca dediğin karısının beğendiği her şeye he der geçer.Bu ne kardeşim.Kız kardeşimle dolap,kıyafet paylaşır gibi didişe didişe evlilik mi olur?Yok o renk halı istemem,yok bu renk perde olmaz,hayır o dolabı oraya koyamazsın,yine mi raf istiyorsun... bıy bıy bıy.Adam dekorasyon düşmanı resmen ya,ay bezdim keyfimden de hobimden de...puf!
Neyse bunlarla uğraşırken bir de mercan tuz biber ekti.Aaaa ama hakkını da yemeyelim bebenin,kuşum 2 hafta aralıksız yuvaya gitmeyi başardı en azından.Ancak çook fena şifayı kapmış durumda.Hatta cmt günü doktoru hastaneye yatırsak mı acaba falan dedi de ben şaka yapıyor canım diye kıkırdaya kıkırdaya,ay ne fena üşütmüş di mi doktor teyzesi diye zırvaladım falan.Meğer kadıncağız paniğin dibine vurmuş,ben çatlak,kendi çapımda eğleniyormuşum.

Baksanıza şu garibime yaaa,yazık buna:(
Beyfendinin ciğerler nane molla ya,en ufak bir üşütme anında bronşit atağına dönüşüyor.Bu sefer işlerin çığrından çıkması sadece 1 gün sürdü.Yuvadan not düşmüşler hafif öksürdü uyurken diye.Ertesi gün bu durumdaydı adam.Neyse 2 saatte bir buharlı ventolin vere vere mevzuyu durdurduk ama iyileştiremedik daha.Şimdi ben 5 gün evde 2 saatte bir elimizde maske kavga gürültü bronşlara saldırıyorum.E tabi ev boya ve toz kokusundan berbat durumda.Alerjik astımlı bir aileyiz.Daha beter olmadığına şükür.
Yani anlayacağınız geçen yıl ki muhteşem rehavetimin ardından-ki ben o yıla muhteşem yıl adını takıyorum,hürrem gibi yaydım da yaydım vallahi-şimdi ayaklarım kıçıma vuruyo.Hiç bir işe yetişemiyorum.Tek istediğim kendime bir atölye dükkan açıp orda bütün gün dikiş dikmek.Artık moralsizlikten kafamdaki projeler de beni terk ediyor.Gölgesi kaldı her şeyin.Hani sehpadan örtüyü aldığın zaman etrafında bir toz izi kalır ya,kafamın içi öyle resmen.
Bu arada boş da durmadım ama foto konusunda berbatım.




Bu ağaç figürü malum benim favorim.Hani çanta siparişi vardı ya 10 tane,onun için yaptım bu kadar psikopatça:)Ama dediğim gibi foto olayım berbat.Cep telefonuyla çekmeyi tercih ediyorum çünkü kablo kart vs aramadan bluetoothla hemen atıveriyom bigisayara.Of bu işi benim yerime yapacak birini bulmam lazım.
Neyse uykum geldi feci.Ben kaçar arkadaşlar.Sevgiler.
Bu arada noblesse demiş ki neden pasajın blogunda yok.Ben de diyorum ki kurcaladım kurcaladım beceremedim de ondan.Bana bi yol yordam gösterseniz de ben de koyuversem pasajımı bloguma bööle resimli mesimli,slaytlı falan:)Bilenler bilmeyenlere öğretsin arkadaşım.Sevaptır hem bak:)

16 Eylül 2011 Cuma

İŞTE GELDİM BURDAYIM BEN BU İŞTE USTAYIM...

Hatırlar mısınız bu şarkıyı,cif likit jel reklamından:)Aklıma geliverdi birden,hehehe:)
Efeniiiiiiim,bugün manyak bi gündü. Ama önce taaaa 7 eylülden beri neler yaptım onu yazayım.
Birincisi deliler gibi atölyemle uğraşıyorum.Hala mı?Evet hala.Ve de hala tam olarak bitmedi.Altında yatır mı vardır nedir anlamadım,ne bu ağırlık bu işte çözemedim.Ama tabi sorun bende,o kadar çok o kadar çok malzeme var ki,hepsini düzgün bir şekilde,göze hoş görünecek şekilde,içime sinecek şekilde yerleştirmek çok zor yahu.Bu arada da şu çanta siparişleriyle uğraşıyorum tabi.5 tanesi bitti.O arada okula başladım.1 gün gittim gecesinde öyle bir başım tuttu ki hastanelik oldum.Bastılar ağrı kesiciyi,sakinleştiriciyi sabaha anca toparlandım.Sabahı da cuma bu arada.Haftalardır cuma pazarına gitmemiş biri olarak beni hiç bir şey durduramaz diyerek fırladım çıktım.Oh be kendime geldim vallahi.Ne zaman bıkacam çok merak ediyorum.Neyse gittim ama annem bıy bıy bıy gel hadi de ben çıkacam da işim var da yetişmem lazım da.Ay zırımı alamadan döndüm mü?Feci!!!1 liralık tezgahları bitirmiştim ama 3 liralık olanları gezemeden geldim:(Bühühühühühü!Hevesim kursağımda öyle bir kaldı ki salıyı zor ettim.Bu arada pzt günü oğluşum yuvaya başladı.O gün 3-4 saat durdu.Salı günü bütün gün ordaydı.Ben de doooooğruca salı pazarına.Çok uzun zamandır ilk kez salı pazarı yapıyorum.Tabi daha az kumaşçı var ammaaaaaa sabahın köründe gittiğim için bütün tezgahların en güzel malları benim oldu.Nihahahaha haaa! Yemin ederim 300 spartalı gücüyle bir saldırdım tezgahlara.Sonra onları bi taşıdım ki oy oy!Ne kanvaslar,ne puantiyeler.Aklınız çıkar.Bir tek 2 lira yol param kaldı cebimde iyi mi,eve dönemiyodum şaka maka:)Neyse tabi cumanın kumaşları,salının kumaşları bunlar yıkanacak,ütülenecek yerleştirilecek-nereye kızıııım yer mi var odada????-neyse başladım yıkamaya.O gün bugündür yıkıyorum.Daha dün bitti.Bu arada da cumayı bekliyorum.Artık kumaşa ihtiyacım yok.Var desem çarpar valla yukardan bi tane.Ama bu pazara da bazen çok ilginç kumaşlar denk geliyor.Başka hiç bir yerde hayatta da bulamazsın.Hani derdim onları yakalamak.
Salı günü mercan 4.30 gibi geldi yuvadan.O gün o da perişan,sabah erken kalkmış,bütün gün tepinmiş etmiş.Öğlen de uyumamış.Sallanıyoruz ikimiz de.Gel dedim yatalım azcık.Bi yattık 5te,kalktık mı sana 8de...hesapta yarımda pazardan dönmüştüm ben ama yorgunluktan banyodan başka bişi yapamadım özetle o gün.
Sonra geldi çarşambaaa.O güb naptım ki ben,vallahi de hatırlayamadım.SAnırım o gün delirip annemle yürü dolap alacaz günü yaptık.Koooooskoca maltepede istediğimiz gibi bi halt yoktu.Annem tepe homeda kesin vardır,hem de indirimde çok ucuz oluyo diyerekten bastı acıbademe,ben doooğru eve.Biraz dikiş diktim çok şükür o gün.Perşembe günü sabahtan mercanla servise binip paşaya eşlik etmek zorunda bırakıldım.Zır zır zır.Sonra azcık sabah yürüyüşü,sahilde kahvaltı,ohhh mis gibi özgürlük ve kahve kokuyodu her yer.Sonra eve gelip akşama kadar dikiş diktim,bitirdim ilk partiyi işte.
Veee bugün.Arkadaşlar gururla söylüyorum,yok yok önce siz söyleyin bakiim gezme rekorunuz kaç saat.5mi?8?10?Ehehehhe,ben bugün tam 14 saat gezdim.Evet 14 koca saat.Süperdi:)Her bir dakikası her şeye değdi.Şu an saat gece 1e geliyor ve ben ölüyorum yorgunluktan.Ama nedense içimde yazmak için müthiş bir enerji de var.Anlamadım nasıl oldu,sanırım yorgunluk başıma vurdu.
Sabah 8.30da düştüm yola....
Gerisi sonra ama ya.Yine pilim bitti.O enerji var ya,eh bu kadar sürtmeye duracell olsan dayanmazsın yani di mi,enerjiciğim de fıslıyor artık.Ay hala yazıyorum nası yaaaa.
ÖÖÖÖÖÖptüm!

7 Eylül 2011 Çarşamba

EVİME DÖNDÜM ÇOK ŞÜKÜR

Merhaba herkese...
İnsanın evi gibisi yok yemin ederim.Evi afedersiniz bok götürüyo,her şey her yerde,inşaattan çıkmış gibi,ama ben bu halini bile 7 yıldızlı otellere değişmem dicem ama 7 yıldızlıya da hiç gitmedim bu arada.Bilemiyorum değişirim de belki.Ama benim son tatil versiyonum rezaletti.O yüzden çok bunaldım,böyle atıp tutuyorum.
Şimdi arkadaşlar size azcık bilgi vereyim.Demiştim ya önce assos yaptık diye.İşte o günün öncesinden bahsedeyim.Benim koca oruç tutar.Dedim bak yola çıkcaz tutma.Yok illa tutcak.İyi,peki.O zaman yenikapı-bandırma feribot yapalım.Tamam.Biletler alındı.Ama valizler hazırlanırken bir de bakıldı ki bendenizin mayosu yok ortalarda.Ta-taaam!Sabah yol üstünde boynere uğranır.Acilinden bi mayo alınır.Bu arada doğru düzgün bişi de kalmamış tabi.Delirdim.Neyse.Mayodan sonra carnatorus (bilmeyenler için kendisi bir adet dinazor,mercan seri yapacak sanırım)-almak için oyuncakçıya uğranır,hemencecik bulunur alınır ve çıkılır.Ahh,yol üstünde bir de tchibo görülür.Bu arada bunların hepsi kozyatağı carrefour'da gerçekleşiyor.Ben mayo alırken emre markete girdi.Sonra hep beraber oyuncakçı,sonra arabaya giderken de tchibo.Yemin ediyorum girdim,aldım,çıktım.2 bilemedin 3 dakika.
Ama gel gör ki salı pazarı önünde yapılan yol çalışmalarından dolayı kozyatağından hareme 40 dakikada gidebildik.Normalde açık trafikte 5 dakika.Ankaradakiler için şöyle söyliyim,kızılaydan atakuleye.İzmirdekiler için de bostanlıdan karşıyakaya.
Hah işte o mesafe böyle kabus olunca ve de haremde feribotta da kuyruğa yakalanınca geri dönüp 1.köprüye girdik.Ordan kabataş-eminönü-sarayburnu-yenikapı yapıııııııp bi güze bandırma feribotunu kaçırdık mı?Hem de nasıl! 10 dakkayla.Ay emre başladı ben tchiboya girmeseymişim haremdeki vapura hemen binerdik de o zaman yetişirdik de.Aldığım en pahalı spatula bu olmuşmuş da(250 kaat boşa gitti de ayıptır söylemesi),vs vs.11'de kozyatağından çıkıp da 12.30 da yenikapıda olamadıysak ben napıyım.Napıyım,bu istanbulun tüküreyim trafiğine yani.Daha napabilirim ki!!!
Neyse hadi bastık tekirdağ üzerinden çanakkale,feribot,oradan döndük assos yoluna.Adam oruç bi de.Ay mercan da sağ olsun beynimizi yedi.Eve gitmek istiyorum,indirin beni diye.Süper sıkıcı,zor ve bayık bir yolculuktan sonra assos'a vardık ki,anaaaam,ballandıra ballandıra anlattıkları o assos var ya,ha işte öyle bişi yok.Kadırga koyundaydık biz.Şimdi allah için herkesin beklentisi farklıdır.Ben kumlu bir sahil,kumlu-sakin-sığ bir deniz,hafif bir serinlik,temiz odalar,güzel yemekler beklerim.Burda ilk 2si yok.Deniz dalgalı,taşlı,dolayısla bulanık.Sahil taşlık.Mercan kum delisi.Oh ne güzel,hadi otele bakalım.Efendim otel butik.Tamam,biliyoruz da butik otel dediğin şeyin odası da bu kadar mı küçük olur kardeşim ya??? Odada sağa dönsen popon bişiye çarpıyo sola dönsen kolun.Valizleri yere koyunca yürümek için alan kalmadı resmen.Emre yemekten sonra hemen uyuyunca içerde duramadık mercanla tabi.Dışarı çıktık.Balkon falan hak getire.Kapının önüne piknik masası koymuşlar.Loooooş bir ışık.Azcık bişiler kesiyim dedim.I-ıh nafile.Bu arada sivriler de sağolsunlar otoban kurdular üstümde.Yemin ediyorum sokak lambası gibi 2 samtimde bir ısırmış şerefsizler.Hiç bir ilaç durdurmadı bi de arkadaşları.
Neyse uzatmıyım ertesi sabah kalktığımız gibi yola çıktık.Amacım kendimi yazlığa atmak.Oraya da bayıldığımdan değil ama en azından ev ortamı.Kocaman bahçe var,balkon var,sinek yok falan.
Valla ben yazarken yoruldum.Canım da sıkkın.Bence keyifli de yazamıyorum.En iyisi ben bu maceraya sonra devam edeyim.Resim falan da ayarlamadım zaten.Kuru kuru yazdım öyle.
En kısa zamanda yazacak gücü bulmam dileğiyle hepinizi öpüyorum.Bu arada takip ettiğim bloglar hiç boş durmuyorlar ne güzel ama inanın girip onlara bakamadım bile.Sadece kendi sayfamda görüyorum,aaa ne güzel olmuuuş diyorum o kadar.Bu ara biraz böyle gitcek gibi.Canım sıkkın,hayatım karışık,evim karışık,işe başlıcam,beylik bitiyor,oğlan yuvaya başlıcak,kardeşim kursa başlıcak,of of,ben de yeni bir hayata başlamak istiyorum feci halde,ama hayırlısı bakalım.Sevgiler herkese.