Önce ev tekstili ve çanta diye girdik biz bu işe arkadaşımla.Sonra çeşitli vesilelerle bebek takımlarına döndü iş. İlk yaptığımız takımı yapışkan telayla denedik. Kedi deseni çalıştık. Kedileri kestik -sevgili sibel,hep sen geliyorsun aklıma kedi kesince:)- yapıştırdık. Takımı bir kaç renk yapacaktık,onları da kestik biçtik birleştirdik. Sıra tulumlamasına geldi. Tulumlama denen şey elyafı içine yerleştirip sonra da çevirip ağzını kapatma işlemi. He he,ne kadar basit geliyor di mi kulağa? Ayy o tulumlama denen şeyi napayım bilmiyorum,nefret ettim tulumlama sözcüğünden. Neyse aldık bi terziye götürdük takımı. kadına götürmeden önce anlattık bak böyle böyle şunu bunu yapacaksın diye. Kedileri biz yapıştırdık ama sen de üzerinden dikişle geçeceksin dedik. Ooo tamam abla hallederiz getirin dedi. Bu hallederiz lafını ilk duyuşumuzdu ama son mu oldu??* Hayır tabii ki.Bu işe girdiğimizden beri herkes her şeyi halledeceğini söyledi.Maşallah istisnasız hepsi elimizde patladı. Son terzimizi bulana kadar çocuk bakıcısı değiştirir gibi terzi değiştirdik,atölye gezdik. Şimdiki de hallederiz diyo gerçi,ama o hakkaten hallediyo:)
Neyse abla aldı bizim takımları evirdi çevirdi,ohoo o o ben size bunu xxx'e dikerim dedim ama(burda miktarı saklamak için xxx yazmadım hakkaten hatırlamıyorum,tee aralıktı) bu var ya 100'de aşağı olmaz yani ama hadi neyse laf ağızdan çıktı bi kere. Dikiyim bari.. diyerek elinin ucuyla başladı ablam dikmeye. ah be ablam dikmeyeydin iyiydi! Mundar etti güzelim takımı. Arkadaşım terziden alıp bana getirdiği gün oturup hüngür hüngür ağlamakla takımı parçalamak ya da terziyim diye geçinen o kadına gidip bütün takımı yedirmek arasında gidip gelen ilginç bir ruh hali içindeydim. En son evde tepiniyodum. Ağlayamadım da içimde patladı. Bakıyım resmi var mı yakın plan.
Şimdi bakmayın siz böyle şirin şirin durduklarına bunların,bu uzak plan bir çekim. O kedilerin üzerinde giden yamuk yumuk dikişleri görmeniz lazım. Ya da kedilerin etrafında kurdelalar var ya çerçeve gibi onların birleşim yerlerini.Ya da pembe göbeğin kenarındaki beyazla birleştiği yerleri... Az çok dikiş bilen biri de aynen benim gibi oturur ağlardı. Ne küfrettim kendime anlatamam,..ok mu var veriyon terziye,otur kendin dik diye.
Bu fiyaskodan sonra önce terziyi kaldırıp attık ardından kullandığımız elyafı. Kardeşim ne çok çeşit elyaf varmış. Benim bildiğim klasik bi elyaf vardı.Onu alıp kullanıyodum her şeye. Şimdi oy oy oy... Slikonlu elyaf,apreli elyaf,termo elyaf,bunların hepsinin 150 gr 200 gr 300 gr 500 gr diye alt grupları da var. Kafayı yedik yani elyafçılarla. En son bütün elyaflar çok ince gelince gözümüze bu slikon elyaftan bir rulo aldık. Rulo dediğim de 25-26 metre.Aşağı yukarı yine 25 kiloluk bişi.Yere göğe sığmaz.Adamlar allahtan getirdiler eve teslim yaptılar.Bi de bi çuval yastık doldurmalık elyaf aldık.Onunla beraber zaten bi odayı kapladılar.
Ohoo burdan daha bir sürü hikaye çıkar.Ama uykum geldi.Yarın yine bol koşturmacalı bir gün beni bekliyor. O yüzden devamı haftaya diyerek izninizi istiyorum artık.
Sevgiler.
Aslım ya ev sahibesine hayretler içinde kaldım, demek ticarethane işletiyorsunuz dedi, pes vallahi.Bu eve de yeni taşınmıştın aslında taşınmak çok zor, Allah kolaylıklar versin.
YanıtlaSilBakalım silikon elyaftan memnun kalacak mısın, ben de bir kaç tane bebek takımı diktim ama seninkiler gibi değil elbette acemi işi.Kolaylıklar diliyorum Aslıcım.
Aslı'cığım, çok sevimli bir isim olmasına rağmen blog adını bu yaptıklarınla bir türlü bağdaştıramıyorum. Pıtır pıtır ne güzel işler çıkarıyorsun da hala miskin diyorsun ya :)))
YanıtlaSilŞaka yapıyorum. Sen sinirlenme, o terziyi de, mal sahibini de gönder bana bak nasıl hayatlarından bezdiririm onları :)))
Sevgiler.
merhabalar izlemedeyim banada beklerim
YanıtlaSilev sahipleri neden bu kadar densiz oluyorlar anlamış değilim.o nasıl bir terziymiş mesleğibıraksın yapmasın bu işi.sevgiler
YanıtlaSil